Disclaimer: This is a user generated content submitted by a member of the WriteUpCafe Community. The views and writings here reflect that of the author and not of WriteUpCafe. If you have any complaints regarding this post kindly report it to us.

İyi huylu prostat büyümesi, tıp dilinde benign prostat hiperplazisi (BPH) olarak bilinir. Prostat büyümesine bağlı belirtiler genellikle 60-65 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Daha erken yaşlarda da belirti verebilmesine rağmen 40 yaş altında oldukça nadirdir. Prostat kanseri ile karıştırılmamalıdır. Prostat kanseri ile iyi huylu prostat büyümesi, tedavisi birbirinden tamamen farklı iki hastalıktır.

Prostat Hastalıkları Tedavisi – https://bit.ly/32ByLmR

Prostat tedavisi bitkileri – https://bit.ly/2ZLQ1nQ

 

Elli yaş üzeri erkeklerin yaklaşık %20’sinde orta dereceli işeme zorluğu saptanır. Prostat anatomik olarak idrar kesesinin hemen çıkışında ve idraryolunu çepeçevre sarar şekilde bulunduğundan; bu tip büyümeler idraryapmada zorluk, kesik kesik idrar yapma, idrar yapmaya başlarken zorlanma,idrar hızında azalmaya neden olur. İlerleyen dönemlerinde de ani idrar hissi,gece idrara kalkma, tuvalete yetişememe ve hatta idrar kaçırmaya neden olabilir.

 

 

Bu rahatsızlığı tetiklediği düşünülen nedenler ;

– Cinsel aktivite: Cinsel yolla bulaşan gonore, klamidya gibi bir enfeksiyonu olan, cinsel olarak aktif genç erkeklerde daha sık gelişir. Bazı erkeklerde cinsel ilişki sıklığının azaltılması iyileştirici bir faktör olabilir.

– Anksiyete veya stres: Stres idrar akımını kontrol eden kasların kasılmasına neden olur. Bu kaslar, mesane ve rektumu destekleyen pelvik taban kaslarıdır. Kasılmalar, kasların düzenli gevşemelerini önler ve idrarın prostata geri dönüp, dokusunu zedelemesine neden olur.

– İdrarı bitirme ve yeniden başlama: Bazı erkekler idrar yaparken sık sık durup tekrar başlarlar. İdrar akımını durdurmak üretradan geri idrar kaçışına neden olur ve bu da prostatı irrite eder.

– Ağır Kaldırma: Mesane doluyken ağır kaldırma idrarın prostata geri kaçışına neden olabilir.

– Meslek: Kamyon şoförlüğü gibi meslekler bu enfeksiyonla ilişkili olabilir.

– Bazı aktiviteler: Bisiklete binme veya jogging gibi aktiviteler bezi irrite edebilir.

 

 

Uzun yıllar boyunca antibiyotikler kronik prostatit tedavisinin temelini oluşturmaktadır. Antibiyotiklerin prostata difüzyonu zor olduğundan, genellikle dört veya daha fazla hafta gibi uzun süreli ve yüksek dozda verilmelidir. İdrarda veya prostat sıvısında bakteri bakteri tespit edilmese bile, kronik bir bakteriyel prostatit olabilir ve antibiyotik önerilebilir. Bazı hastalar bu tedaviden fayda görebilir. Bu tedaviden sonra hasta rahatlar ancak 2-3 ay sonra hastalık nüks edebilir. Ancak, çoğunlukla, sadece antibiyotik kullanımı sorunu ortadan kaldırmaz.

 

is acute bacterial prostatitis

 

Prostat büyümesinde tedavi alternatifleri

Prostat tedavi edilmeye karar verildiği zaman önümüzde çeşitli tedavi alternatifleri bulunur. Hastaların şikayet durumuna göre tedavi seçimleri en hafif şikayeti olanlardan en ağır şikayeti olanlara göre sıralanır.

1. basamak tedavi: İlk tedavi alternatifi yaşamla ilgili bazı unsurlara dikkat etmek, davranışları alışkanlıkları değiştirmektir. Bunlara örnek olarak su içme alışkanlığının düzenlenmesi, geceleri aşırı miktarda su alımının kısıtlanması, sağlıklı yaşam, spor yapılması, aşırı kilolardan kurtulunması, tuzlu yiyeceklerden vazgeçilmesi örnek gösterilebilir.

2. basamak: Prostat büyümesini engelleyici ve prostata bağlı ortaya çıkan belirtileri yok etmek amaçlı bitkisel ilaçları kullanmak (Örnek: Saw Palmetto),

3. basamak: Prostat düz kas dokusunu gevşeten ilaçları kullanmak (Tamsulosin, Alfuzosin, Dokzosin, Terazosin, Silodosin),

4. basamak: Prostatı küçülten ilaçları kullanmak (Finasteride, Dutasteride),

5. basamak: Mesaneyi rahatlatan ilaçları kullanmak (Antikolinerjikler: Tolterodine, Oksibutinine, Solifenasin, Fesoterodine),

6. basamak: Bu ilaçlardan bir ya da bir kaçını kombine olarak kullanmak,

7. basamak: Cerrahi tedavi uygulayarak hastayı semptomlarından kurtarmak olarak sayılabilir.

 

 

Yaşamları boyunca erkekler testislerden erkeklik hormonu olarak testosteron hormonunu üretirlerken, vücutlarında az miktarda olsa kadınlık hormonu olan östrojen de bulunmaktadır. Yaşın ilerlemesiyle kandaki aktif testosteron hormon düzeyi azalmaya ve bu düşüşte beraberinde östrojen oranının artmasına neden olmaktadır. Hayvan çalışmaları BPH gelişiminde yaşlanmayla prostat içinde daha etkin oranda gözükmeye başlayan östrojen hormonunun bazı temel hücre gelişimlerini tetiklendiğini göstermektedir.

Diğer bir teori ise testosteron hormonunun aktif hali olan dihidrotestosteron (kısaca DHT) üzerine yoğunlaşmıştır. Bazı araştırmacılar yaşla kandaki testosteron düzeyinin azalmasına rağmen, prostat bezinde DHT düzeylerinin arttığı ve biriktiğini göstermektedir. Bu aktif hormonun artan miktarının ise prostat hücrelerinde gelişimi tetiklediği düşünülmektedir. Bir enzim eksikliği nedeniyle DHT üretimi olmayan erkeklerde BPH gelişiminin de olmaması da bu teoriyi desteklemektedir.

Bazı araştırmacılar ise erken gelişim döneminde ileride BPH gelişimine yol açacak kimyasal ve genetik değişikliklerin oluştuğunu ve yaşın ilerlemesiyle diğer (mesela yukarıda belirtilen hormon faktörleriyle birleşince) faktörlerin tetiklemesiyle yeniden bir gelişim sürecine geçtiğini düşünmektedirler.

 

Login

Welcome to WriteUpCafe Community

Join our community to engage with fellow bloggers and increase the visibility of your blog.
Join WriteUpCafe